Alman asıllı bilimadamı Heinrich Wilhelm Dove, 1800 lü yıllarda, farklı ses frekanslarının belirli bir düzende dinletilmesi esasıyla, beyinde binöral etkiler oluşturulabileceğini keşfetti. Bu çalışmalarda, beyinin her iki lobuna sadece ses dalgaraıyla, 1000 ile 1500 Hz frekans aralığında sesler gönderiliyordu.
Yaklaşık 1 asır sonra, Gerald Oster konuyu derinleştirerek. Hayvanların üç boyutlu algılama yaptığı ve Parkinson hastası insanların binöral etkilenmeye girmediğini ortaya çıktı.
Bu bilgiler ışığında, beyin dalgalarının senkronize edilmesi gündeme geldi. Farklı ses frekanslarını kullanan müziklerle insanların rahatlaması, konsantre olması ya da derin uykuya geçmesi sağlandı. Hatta bu beklentiler için hazırlanmış kimi özel albümler, yazılımlar bile piyasa çıktı

Özellikle tedavi amaçlı bu ilk kullanımlar, sadece ses frekanslarıyla vücuttaki bazı hormonların dengelenmesine gerçekleştirdi. Ayrıca, kontrolsüz bir deneyde anksiyete bozukluklarının psikolojik tedavisinde de 2 aylık bir seansın başarılı sonuçlar verdiği kayıt altına alındı. Bu teknikler günümüzde Fransız Tıp ve Bilim Akademileri üyesi Dr. Alfred Tomatis öncülüğünde uyku terapisi, öğrenme ve dil edinimi konularında sıkça kullanılmaktadır.

Bunun yanında: Unesco’ nun yaptığı araştırmalarda Suggestopedia sisteminin öğrenme becerilerini 5 kata kadar geliştirdiği belirlenmiştir. Her yaştan öğrenciye uygulanan bu yöntem, konuşma-öğrenim süresini olağanüstü bir şekilde kısaltarak, öğrencinin cesaretini ve motivasyonunu en yüksek seviyelere taşıyor.